Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü son yıllarda en çok yazılan çizilen, gezginlerin en çok ziyaret ettiği rotalar arasında. Şu kısa ömrümde gerçek Maldivler’i görüp Türkiye’dekini görmemek olmazdı. Varmak için tabii ki düştük yola. İyi ki gelmişim ve o anı yaşamışım dediğim bir coğrafyayı daha keşfettim. Akdeniz Bölgesi’nin güzel şehri Burdur sınırları içinde yer alan Salda Gölü, beyaz kumları, mavinin farklı tonlarındaki rengi ile sizi karşılıyor. Burdur ve Isparta’nın gül ve lavanta esintileri arasında ulaşacağınız Salda’ya yapacağınız günübirlik bir gezi bile sizi huzura kavuşturacaktır. İlkbahar aylarında veya yaz mevsiminin başında gitmenizi tavsiye ederim. Gerçek mavi ve gerçek yeşil için Salda sizi bekliyor…

Türkiye’nin en derin göllerinden biri

Salda Gölü, Burdur merkeze 60 kilometre uzaklıkta. Yani yaklaşık 1 saatte merkezden göle ulaşmak mümkün. Salda’ya Antalya, Denizli ve Burdur tarafından da gidebilirsiniz. Turkuaz tonlarındaki bu muhteşem göl, Isparta ve Denizli’ye yaklaşık 1-1,5 saatlik mesafede. Türkiye’nin en derin üç gölünden biri olarak kabul edilen Salda Gölü, 1.193 metre ortalama yükseklik ve 8 kilometre uzunluğa sahip. Toplam alanı ise 43,7 kilometre. Göller bölgesi içinde yer alan Salda Gölü, çam ve meşe ağaçları ile donanmış adeta bir cennet. Ayrıca Göl kireçtaşı ve serpantin yamaçlarla çevrili. Gölün yakınlarında küçük tuzlu göletler bulunuyor. Beyaz kumsallık alan yazın tam anlamıyla plaja dönüşüyor. Klip çekiminden, gelin-damat fotoğraflarına kadar harika bir fon olduğunu da söylemeliyim. Kış ayları için de turistik imkanlar mevcut. Göle yaklaşık 10 km uzaklıkta yer alan Salda Kayak Merkezi, göl manzaralı kayak yapabileceğiniz nadir yerlerden biri konumunda.

Doğal yaşamın ortasında

Göl suyunda magnezyum, soda ve kil bulunmasının cilt hastalıklarına ve sivilcelere iyi geldiği söyleniyor. Bu nedenle çamur banyosu yapılması da tavsiye ediliyor. Kükürt, klorür gibi mineraller barındıran çamurdan doğal olarak kötü bir koku da alabilirsiniz. Gölde tatlı su balıkları ve yaban ördekleri görmek mümkün; su yılanları da var, arkadaki ormanlık alanda ise tavşan, tilki, domuz ve keklik görebilirsiniz. Endemik bitki örtüsü açısından zengin olan Salda Gölü, kuş gözlemcileri için de 100’ün üzerinde türe ev sahipliği yapması açısından önemli bir lokasyon. Yani burası aslında doğal yaşamın merkezinde. O yüzden turizmin gelişmesi ile oluşacak kontrolsüz büyüme en büyük tehlike olarak duruyor. Ancak çevre halkı ve yerel yöneticiler bunun farkında ve özellikle beyaz kumları ve sahil şeridini korumak için önlemler almaya başlamışlar bile.

Neler yapmalı?

Salda Gölü’nü günübirlik keşfedeceğiniz gibi aynı zamanda ideal bir haftasonu rotası olduğunu da söylemeliyim. Peki neler yapılır derseniz öncelikle gölün etrafında yaklaşık 40 kilometrelik bir yol olduğunu söyleyelim. Yürüyüş yapabileceğiniz, bisikletle gezebileceğiniz rotalar mevcut. Beyaz kumlar üzerinde yürümek ise ayrı bir keyif. Öyle ya nam-ı diğer içimizdeki Maldivler. Gölün doğu tarafının daha sakin olduğunu söyleyebiliriz. Salda Gölü üzerinde küçük adalar var, ilginizi çekebilir. Sosyal medya için muhteşem kareler çıkacağından hiç kuşkum yok! Gölün civarında kamp yapmak ise Salda’nın en yaygın ritueli. Göl etrafında Salda Orman Plajı ve Yeşilova Belediyesi Halk Plajı’nın olduğu kamp alanları mevcut. Yerel halktan aldığımız bilgiye göre plaja yakın alanda köy evleri kiraya verilmeye başlanmış.  Özellikle yaz aylarında piknikçilerin akın ettiği Salda Tabiat Parkı’nda masalar, mangal yerleri de bulunmakta. Burada yer alan tesiste tuvalet ve soyunma alanlarından restorana kadar her yer yenilenmiş. Park alanına 2018 yılı yaya girişi 3.00 TL, motorsiklet, 6.00 TL, otomobil 9.00 TL, Midibüs 45 TL, otobüs ise 72 TL olarak belirlenmiş.

4 plajı da “mükemmel”

Gölde yüzmek isteyenleri uyarmakta fayda var; killi yapısı nedeniyle yer yer bazı alanlar bataklık. Yani halk deyimi ile göl sizi çekiyor. Turkuaz renkler sizi çağırsa da gölün bazı kısımları aniden derinleşebilir. Kıyıda ayaklarınız dizlerinize kadar çamura batabilir. Hatta yer yer çamur banyosu yapanları bile görebilirsiniz. 15-20 metre sonra bu yumuşak yapı yerini daha sert bir zemine bırakmaktadır. Etrafa ‘gölde yüzmek yasaktır’ uyarı levhalarını görebilirsiniz. Şayet ben yüzeceğim derseniz, suyun koyu renkli bölgesine kadar açılmayın. Salda Gölü’nü keşfetmek için en iyi dönemin Temmuz-Eylül arası olduğunu söyleyebilirim. Salda Gölü’nün 4 plajı olan Yeşilova Belediye Halk Plajı, Orman Plajı, Salda Plajı ve Doğanbaba Plajlarının hepsi de Sağlık Bakanlığı tarafından “mükemmel” kriterleri içinde tanımlanıyor.

Kıymalı tostu meşhur

Salda Gölü etrafında yerel lezzetler bulmanız biraz zor ama burada çok sayıda tostçu açılmış. Yolu Salda’ya düşenler Yeşilova’nın kıymalı tostunu deneyebilirler. Bu salçalı, soğanlı, maydanoz, kırmızı biberli ve domatesli kıymalı tostun yanına turşu ve Zafer Gazozu’nun veya Burdur’un meşhur ayranının yakıştığını söyleyebiliriz. Göl etrafında aperatif yiyecekler ve ızgara çeşitleri de bulabilirsiniz.  Salda Tabiat Parkı ulusal kamp alanı ilan edildiği için önümüzdeki günlerde Türkiye’nin dört bir yanından öğrencilerin gelmesi bekleniyor. Bu güzel coğrafyayı önce yerli turiste sonra yabancılara tanıtmak ama hepsinden önemlisi korumak hepimizin görevi.